İstanbul.. Hayata gözlerimi açtığım şehir. Ne kadar da önemliymiş benim için, aslında bi madde kadar bağlıyormuş kendine içindekileri. Dışarıdan ne kadar kolay görünüyormuş uzaklarda olmak hiç kolay değilmiş senden ayrılmak.. İstanbul'dan ayrılmak sevgiliden ayrılmak kadar zormuş. Gittiğimde anladım bunu. İlk kez aşık olduğum( Ya da öyle sandığım, bunu hala çözemedim, öğrenemedim) her bir kaldırımında ayak izim bulunan, büyüleyici olduğu kadar, zor bi şehir burası..Büyük, bilmeyenler için korkutucu, yorucu, zenginin en zenginini, fakirin en fakirini, başarının verdiği mutluluğu, çaresizliğin verdiği umutsuzluğu, aşkından gözü kör olan sevgilileri, yüreği yanan gençleri hepsini içinde barındıran büyüleyici bi şehir.. Büyük şehirde yaşamanın bir diğer zorluğuna ulaşım. Kışın soğuğunda beklenen otobüs, yazın sıcağında çekilmeyen tıklım tıkış minibüs ve otobüsten atılan lise öğrencileri( bunlardan biride benim) evet ben geveze bir kişiyim hele de can havaliml...