Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Asker Yolu Gözlemek

Zorlu süreci atlatmaya çalışırken, bütün hayatınızı alt üst eden bu gerçeğin, düşüncelerinizden çıkmama durumudur asker yolu beklemek. Yıllarca bununla alakalı bir şeyler okuyup, duyarsınız, denk gelirsiniz, ama bir gün durumun bizzat içine girildiğinde; okunulanın, duyulanın, denk gelinenin hiç bir anlamı kalmaz çünkü;  bizzat yaşıyorsunuzdur, ve bağımlılığınız ne kadar büyükse, o kadar zorlu atlatacaksınızdır bu süreci.

Yol Arkadaşım Metrobüs

Bu notu çalışmaktan bedeni iflas etmiş, kafası çalışmayan bir insan olarak yazıyorum. Bazı günler altı, bazı günler dokuz ve haftanın iki günü de onikişer saat çalışan ve günlerdir izin kullanmayan bir Belma olarak yazıyorum. Parmaklarımın bile yazı yazmaktan bıktığı, gözlerimin bilgisayar ekranına bakmaktan renginin değiştiği (morumsu, kırmızımsı ) İstanbul'da metrobüsün bile trafiğe takıldığı  en az 5 saatimin yollarda geçtiğinden bıkmış bir Belma olarak yazıyorum. Avcılardan binen yolcuların eğer oturacak yer kalmadıysa indiği, fakat ara duraklarda metrobüse binmek için şekil değiştirdikleri şehirdeyim.  Ah metrobüs yaktın beni. Ankara'da olsan trafiğe takılır mıydın acaba merak ediyorum.!! Okula ilk başladığımdan Ankara'dan nefret ettiğim, böyle şehir mi olur diye söylediğim günleri şimdi mumla arıyorum. Eğer tek bir gün bile iznim olsa koşa koşa soluğu Ankara'da alacağım.  Yani özledim. Ankara'da ki ve Ankara'ya gidecek arkadaşlara selamlar.  Bu

12 Eylül'ün 'Günah Keçileri'

'At izinin, it izine karıştığı' bir bir dönemdeyiz. Fakat ben günümüzden daha çok çizgiyi biraz geriye çekmeye ve bağlayabilirsem gene konuyu edebiyata getirmeye çalışacağım. 12 Eylül askeri darbe sonrası 'sol' un -ki gerçek bir sol'dan bahsediyorum bu günkü gibi içi boşalmış bir süs unsurundan değil- 'cadı avı' ile dağıltılmış, yıkılmış ve üstünden silindirle geçilmiştir. İşkenceler, tutuklanmalar, faili meçhuller... İşin garip yani 12 Eylül sonrası ' gerçekten geri çekilmiş' ve 'kendi içinde de çözülmüş' solcular ortaya çıkmıştır. Zamanla 'liberal' görüşe dönen bu isimler, o yıllardan bu güne kadar ' solun günah keçiliğini' yaparak, itiraflar üstüne itiraflarda bulunmuşlardır. 'Bir rüyadan uyanmış' olan bu uyurgezerler, her TV kanalında ' günah çıkarmalarına' izin verilerek ' Ne boktan işlerdi' diye kendilerini bile aşağılamış, ülkenin bugünkü ' at, it izi muhabbetine ' adım adım taş döşe

Marşmelovca

Fazla ilginin insanı bunalttığını duymuştuk. Birde ilgilenmemenin (ilgilenilmemenin) kişilik üzerindeki olumsuz etkileri var. Bugün ki yazımızda fazla ilgi bekleyen sevgilinin bünye üzerindeki etkilerinden bahsedeceğiz. Konuyu işlerken bu sorulara cevap arayacağız. Ve cevapları ararken de görmüş olduğunuz içerik düzeninden yararlanacağız. Cevaplandırılacak sorular                                                           içerik Düzeni 1.Sevgili nedir?                                                                               1.Sevgili 2. Sevgili Neden Vardır?                                                                 2.Sevgili Neden Var 3.Kimden Sevgili olur?                                                                    3.Sevgili dediğin Kimden olur 4.İdeal Sevgili Nasıl Olur?                                                               4.ideal Sevgili 5.İlgi Nedir?                                                                                    5.İlg

Naziler ve Zulümlerine Bir Yolculuk - Auschwitz Toplama Kampı

Paris'te insanlar en çok ' nereye gitmek istiyorsun?' gibi sorular soruyorlardı. Oysa ben Paris dışına çıkmayı planlamıyordum, yani öyle bu ülke senin o ülke benim gezmeyi. Gerçekten tüm kışı Paris dışına çıkmadan geçirdim. Fakat aklımda hep bir istek vardı: Mümkün olursa, şartlar el verirse  Nazi kampı gezmek, görmek. En büyük Nazi kampı Auschwitz-Birkenau ,Polonya'nın Krakow şehrinde yer alıyordu. Tek başıma çıktığım Doğu Avrupa yolculuğum böylelikle başladı. Krakow Havalanına indiğimizde ben tektim ve sırtımda çantamla 'yeni bir yolculuk' peşindeydim belki de 'en istediğim yolculuklardan biri'... 'Goodbye Lenin' adlı hostelde yerimi ayarlamıştım.İner inmez, Batı Avrupa'dan farklı bir kültürün içinde olduğumu fark ettim. Evet, gerçekten 'Avrupa' kavramı varsa, artık uzağındaydım. Kötü manada söylemiyorum hatta olumlu bu, çünkü sadece batı değil işin içine doğu kültürünü de almış olan Krakow'u, Prag'ı ben çok sevdim. Kr

Yaşar Kemal'in son romanı ' Tek Kanatlı Bir Kuş'

Yaşar Kemal Türk Edebiyatı'nın  en iyi yazarlarındandır hatta benim için en iyi yazarıdır. Müthiş bir dil, gözlem gücü, yaşanmışlıklardan süzülmüş bir edebiyat ve her şeyden önce 'insan'ı tam bir 'ustalıkla' anlatır. Çukurova köylüsü Fethi Naci'nin deyimiyleYaşar Kemal'de adeta 'ete kemiğe' bürünür. Yaşar Kemal'i- tıpkı bir Dostoyevski gibi- edebiyatta ' büyük yapan, unutulmaz yapan' ona ' taç giydiren' bence 'insan'ı anlatmasındaki başarısıdır. İnce Mehmet, Orta Direk, Yer Demir Gök Bakır, Binboğalar Efsanesi ve niceleri... Ne güzel destanlaşır onun kaleminde doğa... Yapı Kredi Yayınları önünde durmuştum. Gözüme bir kitap reklam ilişti ' Yaşar Kemal'in son romanı, korkuyu yazdı ' gibi bir şeydi reklamda yazan. Okumuştum, hatırlıyorum, Y. Kemal roman yazıyor diye. Çok heyecanlanmıştım. Hemen içeri girdim, kitabı aldım. Aldım almasına ama şaşırdım. Kitap 72 sayfa fakat o kadar iri puntolarla yazılm

Ve son

Aynı zamanda yeni bir başlangıç. Annem babam ve derya ile başlayan ankara maceram Ayşe, Efe, Ceyhun ve Taner ile sonbuldu. Öncelikle beş büyük boy valizimi özene bezene baktığım aşk menekşemi   ve beni taaa   A.Ş.T.İ’ye götüren sevgili arkadaşlarım Ceyhun ve Tanere çok teşekkür ederim. Beş yıllık üniversite hayatım boyunca sadece derslerimde değil gerek sosyal gerekse okul hayatım boyunca yardımlarını ve desteklerini benden esirgemeyen, her umutsuzluğa düşüp “yahu bu okul hiç biter mi!” dediğimde bana inanan çok sevgili hocalarım Sayın Yar. Doç. Sami Acar’a,   Sayın Öğr. Gör. Ayşen Akbaş Tuna’ya   ve her dönem başında ders kayıtlarımdaki krediler ve ders seçimlerindeki bocalamamı görüp yardımlarını benden esirgemeyin sevgili hocam Sayın Arş. Gör. Dilek Uslu’ya çok teşekkür ederim. Özellikle son sene bize evini açarak adeta eve çıkmış hissini bize yaşatan canım arkadaşım Ceyhun Akyüz’e çok teşekkür ederim. Hamam böcekleriyle yaşadığım bol cığlıklı hatta ağlamalı savaşla

Turgut Uyar: Göğe Bakma Durağı

Bu akşam saat 18.00'de  İstanbul Modern'nin düzenlediği bir etkinlikle Turgut Uyar'ın okurları bir araya geldi ve şair anıldı. İkinci Yeni şiirine geçen sene yakından baktık. Baktık diyorum çünkü bir ders olarak işledik ve şiirlerin analizlerini yapmaya çalıştık.  Hocamız neden Türk Edebiyatının en kıdemli türü olan şiirin, İkinci Yeni Dönemini seçmişti? Sorduk. -Çünkü İkinci Yeni şiiri henüz aşılamamış bir şiirdir, dedi. Ne yalan söyleyeyim şiir, benim için daha ikinci planda kalan bir alan olmuştur. Roman ve hikayeciyimdir ben. Fakat bu  tespiti anlayacak kadar bilgim vardı.Hocamızın tespiti etrafında şöyle bir düşününce 'Bu günün şiiri İkinci Yeni'nin paltosundan çıktığını  söylemek' gerçekten hiç yanlış olmayacaktır. Turgut Uyar'a dönersek yani T. Uyar'ı bu kadar sevmeme, beğenmeme ve belki de şiir alanında en tepeye yerleştirmeme, o da şöyle bir olayla olmuştur: Dediğim gibi derslerimiz  vardı bu konuda. ( yüksek lisans) Kimse bana lisans