'At izinin, it izine karıştığı' bir bir dönemdeyiz. Fakat ben günümüzden daha çok çizgiyi biraz geriye çekmeye ve bağlayabilirsem gene konuyu edebiyata getirmeye çalışacağım. 12 Eylül askeri darbe sonrası 'sol' un -ki gerçek bir sol'dan bahsediyorum bu günkü gibi içi boşalmış bir süs unsurundan değil- 'cadı avı' ile dağıltılmış, yıkılmış ve üstünden silindirle geçilmiştir. İşkenceler, tutuklanmalar, faili meçhuller... İşin garip yani 12 Eylül sonrası ' gerçekten geri çekilmiş' ve 'kendi içinde de çözülmüş' solcular ortaya çıkmıştır. Zamanla 'liberal' görüşe dönen bu isimler, o yıllardan bu güne kadar ' solun günah keçiliğini' yaparak, itiraflar üstüne itiraflarda bulunmuşlardır. 'Bir rüyadan uyanmış' olan bu uyurgezerler, her TV kanalında ' günah çıkarmalarına' izin verilerek ' Ne boktan işlerdi' diye kendilerini bile aşağılamış, ülkenin bugünkü ' at, it izi muhabbetine ' adım adım taş döşe...