Ben seni tanımadan önce rüyalarımda görmüştüm. Rüyalarımda görmüştüm, rüyalarımda görüp aşık olmuştum sana, ben seni sana dokunmadan sevmiştim. Seninle karşılaşmadan kavuşmuştum gözlerine. Meğerse farkında olmadan aynı kaldırımlarda yürümüşüz, güneşin doğuşunu aynı gölün üzerinde seyretmişiz. Hiç farkında olmadan aynı arkadaşları dost edinmişiz. Ben daha sana dokunmadan hissetmiştim avucunun sıcaklığını, meğerse aynı şarkıları söylemişiz seninle, kantinden aldığımız çay bile aynı su ile demlenmiş. Ben seni görmeden sevdim, rüyamda hissettim kokunu ve sana hiç yabancılık çekmedim. Belki de Anka kafeden aldığın ders notları benimdi, benim el yazımı okumuşsun fark etmeden, aynı amfide ders dinledik birbirimizi hiç fark etmeden. Sesimle eşlik ettiğim gitar sesi meğerse senin notaların imiş. Hiç düşündün mü? Belki de sen çıkarken ben girmişimdir kantine? Ya da en sevdiğim hocayla konuşmak için senin odadan çıkmanı beklemişimdir. Ve belki Sami hoca seni benden çok ...