Ana içeriğe atla

Talih kuşu ishal olursa

Tarihten kareler...  İlk nerede okuduğumu hatırlamıyorum. Şaka zannetmiştim. Ciddi haber sitelerinde de ismini okuyunca gerçekliğine inandım.

Azrail kapıyı 7 kere çaldı
Uçaktan düşmek dahil 7 korkunç kaza geçirip tam 7 kez ölümü atlatan Hırvat Selak, talihine son çalımı, kollu kumar makinelerinden 1.5 trilyon kazanarak attı

Ölümden yedi defa şans eseri kurtulunca ülkesinde dünyanın en şanslı adamı olarak anılmaya başlanan 74 yaşındaki bir Hırvat, son olarak 'jackpot'tan yaklaşık 1.5 trilyon lira kazanarak, bu unvanı hak ettiğini kanıtladı.
Son 40 yıldır ilk defa talih oyunu oynadığını söyleyen Frane Selak'ın başına gelenler, kazandığı ikramiyeyi gölgede bırakacak kadar hayret verici. Selak'ın yüzüne şans ilk 1962'de güldü. İçinde bulunduğu tren raydan çıkıp buzla kaplı nehre uçtu. Selak, 17 kişinin öldüğü kazayı kırık bir kol ve ufak tefek yaralarla atlatmayı başardı.



20 kişi uçtu, o kurtuldu
Selak'ın bir yıl sonra başına gelen kazadan kurtulması ise tam bir mucizeydi. Zagrep'ten Rijeka'ya gittiği uçağın kapısı havada açılınca, Selak da 19 kişi ile yüzlerce metre yüksekten boşluğa uçtu. Diğer 19 kişi yere çakılıp feci şekilde can verirken, bir ot yığınına düşen Selak, bir kez daha Azrail'i atlatmıştı. 1966'da yine bindiği otobüsün nehre uçması sonucu dört kişi ölürken, yüzerek kurtulan Selak hafif yaralandı. Selak, 1970'de de otoyolda arabası alev alınca yine ölüme çok yaklaştı. Ancak benzin deposunun patlamasına bir kaç saniye kala, kendini dışarı attı.

Dört de 'evlilik felaketi'
Selak, üç yıl sonra bir benzincide arabasının sıcak motoruna benzin akması sonucu yanarak saçlarının neredeyse tamamını kaybetti. 1995'te Zagrep'te bir otobüs çarptı, ancak bu kazayı da hafif sıyrıklarla atlattı. Ertesi yıl dağda karşısına çıkan bir kamyondan kurtulmak için direksiyonu kırdı. Otomobil uçuruma uçarken o son anda atlayıp bir ağaca kondu. Selak ağaçtayken, 90 metre aşağıda arabası patlıyordu.

"Ya dünyanın en şanssız adamıyım, ya da en şanslısı. Ben ikincisini tercih ediyorum" diyen Selak, dört evliliğini de diğer 'felaketler' olarak tanımlıyor. Ve kazandığı parayla bir ev, bir araba, ve sürat motoru alıp 20 yaş genç sevgilisiyle evlenmeyi planlıyor.

Alıntı: Milliyet, 19 Haziran 2003

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Geliyorum Josephine, yıkanma!

Toplumların temizlik anlayışı tarih boyunca değişmiş. Şimdi yaşanan ise küresel ölçekli bir değişim. Modern yaşamı etkisi altına alan hijyen ideolojisi, getirdiği standartlarla doğal ve insani olanı dışlıyor. Katherine Ashenburg Dirt on Clean adlı kitabında temizlik pratiklerini anlatıyor. Her kültürün kendine, pislik ile aşırı titizlik arasında en mükemmel nokta olarak seçtiği bir temizlik anlayışı var. Modern, orta sınıf Kuzey Amerikalılar için "temiz" kelimesi her gün aksatmadan duş almak ve ardından da parfüm sıkmak anlamına geliyor. Oysa 17. yüzyıl aristokrat Fransız erkeği için temizlik, her gün iç çamaşırını değiştirmek, ellerine su serpmek ve vücudunun geri kalanına su ya da sabun değdirmemek anlamına geliyordu. Birinci yüzyılda Romalılar için iki saat ya da daha uzun süreler vücudu farklı sıcaklıklarda suyla ıslatmak, metal bir aletle vücudun terini ve yağını kazımak demekti. Son olarak da tüm vücut yağlanarak temizlenme işi tamamlanıyordu. Her gün, herkes bir a

Knorr salata sosu, fesleğenli ve kekikli - Tarifini açıklıyorum :)

Bir yıl öncesine kadar bu sosu çok tüketiyordum. Salataya çok güzel bir tat katıyor. 4 kaşık su ve 4 kaşık yağ ile sosu karıştırıp salataya döküyorsunuz. Nasıl bir sos ise, insanın salatayı yedikçe yiyesi geliyor. Hatta arkadaşımla abartıp mayonez de sıkarak yiyorduk salatayı. Ne günlerdi... Sonra neden kendim yapmıyorum bu sosu dedim ve ambalajın arkasındaki tarifi aldım. Sanırım hevesim kaçtığı için bir gün bile yapmayı denemedim evde. İlk okuduğumda zerdeçalın ne olduğunu bilmiyordum. Kesin asıl tadı veren baharat budur diye düşünüyordum. Henüz denemedim ama zerdeçalla tanıştım. Fikrim değişmedi; bence hâlâ işin püf noktası zerdeçal ( 2011 notu: Lezzetin potastum glutamattan geldiğini anladım. İnternette biraz araştırırsanız, çin tuzu diye de geçen bu kimyasalın, alınan tatları daha yoğun hissettirdiği belirtiliyor. Fakat aksini söyleyen pek çok kurum olmasına rağmen ben sağlıklı oluşu/güvenilirliği konusunda -hele ki mevzu ticari ürünler olunca- şüpheliyim). İşte tarif: Kurutulm

Heaven Knows, Mr. Allison - Beyaz Rahibe (1957)

Yönetmen: John Huston Oyuncular: Robert Mitchum, Deborah Kerr Süresi: 198 dk. Issız adalar gerek benzersiz egzotik havaları gerekse manzaraları açısından kişinin yalnızlığını en iyi biçimde yansıtmaya uygun görüldüğü için sinemacıların vazgeçilmez mekanlarıdır. Kaç yıldır ‘Lost’u izliyoruz ekranda bir düşünsenize. İstanbul Modern’de gerçekleştirilen ‘Robert Mitchum ve Cool’un Doğuşu’ isimli programın ayrıntılarını okurken aklıma Mitchum’un, böyle cennet gibi bir adada geçen ‘Beyaz Rahibe’ isimli filmi geldi. Beyazperdede ‘Cool’luğun kitabını yazmış olan aktör, bu filmde de Deborah Kerr ile yine aynı pozisyonda takılıyor. John Huston’ın ‘African Queen’ inden esintiler taşıyan film, baştan sona tabiatın içinde geçer. Ve aynı sevimli-likte olmasına karşın pek tanınmayan ama izlenmeye değer bir filmdir. 2. Dünya Savaşı’nda gemisi batırılan Allison, tesadüfen Japonlara ait bir adaya sürüklenir. Eskiden üs olarak kullanılan ada terk edilmiştir. Kendi imkanlarıyla yaşam mücadelesi vermeye