Ana içeriğe atla

Haybeden Masallar Diyarı

Pamuk prensesin hain cadısıyla kırmızı başlıklı kızın iş birliği yaptığı, Rapunzel’in şövalyeye kızıp saçlarını kazıttığı bir dönemmiş.
Kendini çirkin sanan kraliçe kıskançlıktan çıldırırken bunu fırsat bilen prenses kendini prensin kollarına atmış.Prens kendisine has küstahlığıyla prensesi hor görüp onu yedi cücelere köle diye satmış. Cücelerin peşine takılan kurt prensese aşık olmuş. Bunu fark eden nine torunu kısmeti başkasına yar olmasın diye prensesi zehirli çikolatayla zehirlemiş fakat cüceler prensin gelip öpeceğini ve prensesin uyanacağının sanıyorlarmış. Nede olsa nesilden nesile böyle aktarılmış. Fakat 2000li yılların yaşandığı dünyada prens kendine çoktan kırmızı başlıklı kızı sevgili yapmış yaşlı babaanne bu duruma sevinse mi üzülse mi bilemediği için bütün suçu kızına yüklemiş. Cücelerden bir tanesi prensesin zamana yenik düşüp ölmesini istemediği için kendisine prens süsü verip prensesi öpmüş prenses uyanmış fakat artık 2 ayağının üzerinde duran güzel bir prenses yerine diliyle sinek avlayan dişi bir kurbağaya dönüşmüş. Sihirli aynasından bu durumu gören hain kraliçe zevkten dört köşe olmuş ve Ferman çıkartmış. Getirilen her 10 kurbağa başına 10 euro verilecektir diye. Bunu az bulan halk kraliçeye bir ceza vermek İstemiş bulunan ceza pamuk prensesin kurbağalıktan çıkıp tekrar pamukluğa dönmesiymiş, fakat bu duruma ne gelişen teknoloji neden tıp çare olamamış. Durumu heide’nin dedesine açmışlar. Dede bu duruma annesinden kalma yani koca karı ilaçlarıyla çare bulmuş. YOĞURT! Bulunan her kurbağaya yoğurt sürülmüş ve prensese dönüşmesi beklenmiş. Fakat uzun bekleyişler sonunda prensesi ne duyan olmuş ne de gören olmuş. Tam herkes umudunu kesmiş, kraliçe kendini kainat güzeli ilan edecekken hatanın nedeni bulunmuş, dede kendisine çok kızmış ufak bir ayrıntıyı atladığı için, atlanılan ayrıntı yoğrdun hazır alınması ve süzme olmamasıymış. Ancak süzme yoğurt gerçek güzelliği ortaya çıkartabilir ve zehre karşı etki gösterebilirmiş.
Yapılan yoğurtlar etkisini göstermiş ve sarı benekli kurbağa prenses dönüşmüş. Prenses geldiğinde yaptığı ilk şey bir sinek ilacıyla sinek ve benzeri tüm kanatlı hayvanlara eziyet etmek ve hain kraliçeyi Yedikule zindanlarına kapattırmak olmuş. Fakat prensesin b,ilmediği bir gerçek varmış. Kraliçe Gargamel ile evlenip şirin babayı evlat edinmiştir. Karısının intikamını almak İsteyen Gargamel şirinlerden bir ordu kurup ordunun başına Pinokyo’yu geçirmiştir. Tabiî ki prensesi korumak her zamanki gibi kurşun askere kalmıştır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Geliyorum Josephine, yıkanma!

Toplumların temizlik anlayışı tarih boyunca değişmiş. Şimdi yaşanan ise küresel ölçekli bir değişim. Modern yaşamı etkisi altına alan hijyen ideolojisi, getirdiği standartlarla doğal ve insani olanı dışlıyor. Katherine Ashenburg Dirt on Clean adlı kitabında temizlik pratiklerini anlatıyor. Her kültürün kendine, pislik ile aşırı titizlik arasında en mükemmel nokta olarak seçtiği bir temizlik anlayışı var. Modern, orta sınıf Kuzey Amerikalılar için "temiz" kelimesi her gün aksatmadan duş almak ve ardından da parfüm sıkmak anlamına geliyor. Oysa 17. yüzyıl aristokrat Fransız erkeği için temizlik, her gün iç çamaşırını değiştirmek, ellerine su serpmek ve vücudunun geri kalanına su ya da sabun değdirmemek anlamına geliyordu. Birinci yüzyılda Romalılar için iki saat ya da daha uzun süreler vücudu farklı sıcaklıklarda suyla ıslatmak, metal bir aletle vücudun terini ve yağını kazımak demekti. Son olarak da tüm vücut yağlanarak temizlenme işi tamamlanıyordu. Her gün, herkes bir a

Knorr salata sosu, fesleğenli ve kekikli - Tarifini açıklıyorum :)

Bir yıl öncesine kadar bu sosu çok tüketiyordum. Salataya çok güzel bir tat katıyor. 4 kaşık su ve 4 kaşık yağ ile sosu karıştırıp salataya döküyorsunuz. Nasıl bir sos ise, insanın salatayı yedikçe yiyesi geliyor. Hatta arkadaşımla abartıp mayonez de sıkarak yiyorduk salatayı. Ne günlerdi... Sonra neden kendim yapmıyorum bu sosu dedim ve ambalajın arkasındaki tarifi aldım. Sanırım hevesim kaçtığı için bir gün bile yapmayı denemedim evde. İlk okuduğumda zerdeçalın ne olduğunu bilmiyordum. Kesin asıl tadı veren baharat budur diye düşünüyordum. Henüz denemedim ama zerdeçalla tanıştım. Fikrim değişmedi; bence hâlâ işin püf noktası zerdeçal ( 2011 notu: Lezzetin potastum glutamattan geldiğini anladım. İnternette biraz araştırırsanız, çin tuzu diye de geçen bu kimyasalın, alınan tatları daha yoğun hissettirdiği belirtiliyor. Fakat aksini söyleyen pek çok kurum olmasına rağmen ben sağlıklı oluşu/güvenilirliği konusunda -hele ki mevzu ticari ürünler olunca- şüpheliyim). İşte tarif: Kurutulm

Heaven Knows, Mr. Allison - Beyaz Rahibe (1957)

Yönetmen: John Huston Oyuncular: Robert Mitchum, Deborah Kerr Süresi: 198 dk. Issız adalar gerek benzersiz egzotik havaları gerekse manzaraları açısından kişinin yalnızlığını en iyi biçimde yansıtmaya uygun görüldüğü için sinemacıların vazgeçilmez mekanlarıdır. Kaç yıldır ‘Lost’u izliyoruz ekranda bir düşünsenize. İstanbul Modern’de gerçekleştirilen ‘Robert Mitchum ve Cool’un Doğuşu’ isimli programın ayrıntılarını okurken aklıma Mitchum’un, böyle cennet gibi bir adada geçen ‘Beyaz Rahibe’ isimli filmi geldi. Beyazperdede ‘Cool’luğun kitabını yazmış olan aktör, bu filmde de Deborah Kerr ile yine aynı pozisyonda takılıyor. John Huston’ın ‘African Queen’ inden esintiler taşıyan film, baştan sona tabiatın içinde geçer. Ve aynı sevimli-likte olmasına karşın pek tanınmayan ama izlenmeye değer bir filmdir. 2. Dünya Savaşı’nda gemisi batırılan Allison, tesadüfen Japonlara ait bir adaya sürüklenir. Eskiden üs olarak kullanılan ada terk edilmiştir. Kendi imkanlarıyla yaşam mücadelesi vermeye