Evreka dedim ve yerimden zıpladım. Neden Google'a bakmamıştım ki? "Ağlayan çocuk" ve "Ağlayan çocuk ressamı" yazmalıydım arama çubuğuna. Trt 2'de belleğimize kazınan güler yüzlü Bob Ross çıkmayacağı kesindi. Çünkü: 1) Resim sevinci değil, daha çok bunalımı vardı. 2) Kırmızı boyayla Ross imzası yoktu. 3) Yıllardır öylece kalakalmış yaşlı, sevimli ve kocaman bir ağaç ve arkadaşları yoktu. 4) En önemlisi sırtlarını birbirlerine dayamış ve güneşten gelen ışınları titanyum beyazı ve vandayk kahverengisiyle yansıtan sıradağlarımız yoktu... Peki ama kimdi? Önceki yazımda belirttiğim gibi bu resim benim için hep bir gardrop efsanesiydi... İtalyan asıllı Bruno Amadio (1911-1981) daha çok Giovanni Bragolin, Franchot Seville ve J. Bragolin olarak bilinirmiş. Venedik'te yaşayan eğitim almış bir ressammış. 1950'lerde çeşitli ağlayan çocuk resimleri yapmış. Brogoli imzalı 27 resim mevcutmuş. 1970'lerde Padova'da sağ bulunmuş. İddialara göre İç Savaş'tan sonra İspanya'ya uçmuş; yanmış yıkılmış bir yetimhanedeki çocukları resmetmiş. Bu da tabii ki Ağlayan Çocuk resmi gibi bir şehir efsanesi olarak kalmış. Bu dediklerimden fazlası şimdilik olmasa da Viki'den bakabilirsiniz: Giovanni Bragolin (Bruno Amadio) Ayrıca Ağlayan Çocuk hakkında daha fazla bilgi için: Ağlayan Çocuk (İngilizce Viki) ve Ağlayan Çocuk (Türkçe Viki)
Toplumların temizlik anlayışı tarih boyunca değişmiş. Şimdi yaşanan ise küresel ölçekli bir değişim. Modern yaşamı etkisi altına alan hijyen ideolojisi, getirdiği standartlarla doğal ve insani olanı dışlıyor. Katherine Ashenburg Dirt on Clean adlı kitabında temizlik pratiklerini anlatıyor. Her kültürün kendine, pislik ile aşırı titizlik arasında en mükemmel nokta olarak seçtiği bir temizlik anlayışı var. Modern, orta sınıf Kuzey Amerikalılar için "temiz" kelimesi her gün aksatmadan duş almak ve ardından da parfüm sıkmak anlamına geliyor. Oysa 17. yüzyıl aristokrat Fransız erkeği için temizlik, her gün iç çamaşırını değiştirmek, ellerine su serpmek ve vücudunun geri kalanına su ya da sabun değdirmemek anlamına geliyordu. Birinci yüzyılda Romalılar için iki saat ya da daha uzun süreler vücudu farklı sıcaklıklarda suyla ıslatmak, metal bir aletle vücudun terini ve yağını kazımak demekti. Son olarak da tüm vücut yağlanarak temizlenme işi tamamlanıyordu. Her gün, herkes bir a
Yorumlar
Yorum Gönder