Ana içeriğe atla

Ve son

Aynı zamanda yeni bir başlangıç.
Annem babam ve derya ile başlayan ankara maceram Ayşe, Efe, Ceyhun ve Taner ile sonbuldu. Öncelikle beş büyük boy valizimi özene bezene baktığım aşk menekşemi  ve beni taaa  A.Ş.T.İ’ye götüren sevgili arkadaşlarım Ceyhun ve Tanere çok teşekkür ederim.

Beş yıllık üniversite hayatım boyunca sadece derslerimde değil gerek sosyal gerekse okul hayatım boyunca yardımlarını ve desteklerini benden esirgemeyen, her umutsuzluğa düşüp “yahu bu okul hiç biter mi!” dediğimde bana inanan çok sevgili hocalarım Sayın Yar. Doç. Sami Acar’a,  Sayın Öğr. Gör. Ayşen Akbaş Tuna’ya  ve her dönem başında ders kayıtlarımdaki krediler ve ders seçimlerindeki bocalamamı görüp yardımlarını benden esirgemeyin sevgili hocam Sayın Arş. Gör. Dilek Uslu’ya çok teşekkür ederim.

Özellikle son sene bize evini açarak adeta eve çıkmış hissini bize yaşatan canım arkadaşım Ceyhun Akyüz’e çok teşekkür ederim. Hamam böcekleriyle yaşadığım bol cığlıklı hatta ağlamalı savaşlarımda benimle birlik olup, böcekleri üzerime atmadığın için sana sevgilerimi sunuyorum. Aynı zamanda canım arkadaşım ceyhunun en az kendisi kadar değerli ve tatlı ailesi Nehir Teyzem, Derya Teyzem, Özgür ve Melike’ye buradan selamlarımı gönderiyorum.

Sevgili arkadaşım Taner. Hiç olmayacak bir zamanda bana aldığın çiğköfteler  ve nazımı kaprisimi çektiğin için çok teşekkür ederim. Öpd dersinde o soruları benden alıp alıp ben yaptım demeni unutmuyorum helali hoş olsun =). Ayrıca Rüya çok tatlı bir kız buda ekstra not.

Şortlu Ayşe’m ;) dört yıl birlikte aynı odada aynı ranzayı paylaşmanın mutluluğunu yaşıyorum geri kalan bir yılın büyük çoğunluğunda aramızda Bena vardı. Karda kışta bayırda daha merdivenlerden inemezken köpekleri sevmek için verdiğin mücadeleleri asla unutmayacağım. Birlikte Keçiören’e gitmemizi, doğum gününe yetişebilmek için Bahçeli metrosunun merdivenlerinden üçer beşer atlarken son üç basamakta havada bağdaş kurup popomun üzerine düştüğümü ve metrodakilerde dahil herkesin bana güldüğünü hep hatırlayacağım. Seninle birlik olup emineyi sinir etmemizi ve korkutlarımız aklıma geldikçe gülümsüyorum.

Emoşum canım en ttalım benim belime sarılılp kafamı üst ranzanın demirine vurmama sebep olduğunu günlerce hastanelerde film sırası beklediğimi ve okuldan gelirken kendine aldığın bir bütün piliçi nasıl işhatla yediğini asla unutmayacağım. Adana’da beni misafir edişin için arkadaşlığın dostluğun için "Aşkın kitabı"nı bana zorla izlettiğin için dört yıl boyunca bana yaşattığın tüm güzellikler için, doğum günümde bana bağırıp beni ağlattığın için teşekkür ederim.
Efe seninle çok zaman geçiremedik ama seninle oturup sohbet etmekte çok güzel yemek yemekte çok eğlenceli ayrıca sabahın köründe bana evini açtığın için bu sabah uyanamayıp kedi gibi beni paspasın üzerinde bıraktığın için çok teşekkür ederim.. Şaka tabi iyi ki tanımışım diyorum.

Gökçe  =) Bursa çok güzel bir şehir beni misafir etmen hamama götürüp terletmen çoğu zaman Demirtepe’deki evinin kapısın bana açman çok ince birer davranış çok teşekkür ederim, ayrıca adamına göre davranmayı senden öğrendim haberin olsun.

Birlikte Eymir’e gittiğimizde yaptığımız abur cubur pikniğine ördekleri de ortak etmen çok hoş bir davranış Çağlacım. Beni ingilizce konusunda gaza getirmelerini ve verdiğin dizi/ film önerilerini asla unutmayacağım

Sevgili Gülli’gil. Ne sana ne Leyla Teyzeme hissetkilerimi yazsam yazsam sığmaz buraya. Hele ki o yemekler. Canım kardeşim arkadşlıktan öte gösterdiğin anlayış ve kardeşlik için çok teşekkür ederim.

TarkannnnNNN ;) yakışıklı prensim benim. Küçük kardeşim. Seninle oturup absürt konularda konuşmakta konuşmakda çok eğlenceli içip içip gülmekte. Gece dışarı çıktığımızda abinin yokluğunu hissettirmeyip “Önüne bak yenge.. Bak ya!”  demelerini hiç unutmayacağım hihih =) kuzucum iyi ki tanıdım seni.

Sana ne denir bilmiyorum. Arkadaş, dost, kardeş, psikolog, Bay çikolata, Gölgross yahu ne demeli seni tarif etmek için. Türk Dil Kurumu Emrah Şubesi yeterince hoş bence =) hihihihahhahaa! İmla hatalarımı bulup düzeltmekte üzerine yok. Hem Anaforda hem okulda hem kantinde sana gelin adayları bakarken çizdiğimiz stratejileri asla unutmayacağıma hele ki kuşlara at diye verdiğim bisküviyi asla kuşların göremeyeceği kar yığınına atman! yorum yapmıyorum.

VeeeeEEeeEE

Sevgili Ufuk ve Ozan ve Nilgün ve Bayram ve Salih ve Ceren ve Elif sizleri Taylan sayesinde tanıdım, sevdim. İyiki de tanıdım. Bana eviinzi sofranızı açtığınız için çok teşekkür ederim.

Ve canım sevgilim. Gazi üniversitesinin ve bu beş yılın bana kattığı en güzel yüz, en güzel duygu en güzel Aşk. Onca yıl aynı okulda okuyup, ev arkadaşı olan yakın arkadaşlarımızın evinden çıkmıdığımız halde hiç karşılaşmamamız kader olsa gerek. İyi ki daha önce karşılaşmamışız. Her şey zamanında ve seninle güzel.

Ankara’da ilk günümden son günüme kadar arkadaşlığıyla, arada 2 yıllık reklam arasıyla, baktığın fallarla ve bana yeni bir şehri tanıma fırsatı veren canım arkadaşım Gonca ilk yurt arkadaşım. Seninle geçirdiğim doğum günlerini bana aldığın Nazım Hikmet’in şiir kitabını ve kızıl saçlarını asla unutmayacağım.

Burcu’m kimsenin pek anlayamadığı farklı bi iletişimim vardı seninle.. Mutsuz olduğumda hep sana sığınırdım. Sende elini sırtıma koyardın ben uyumaya çalışırken varlığını hissedeyim diye. Hep hissederdim. Kahve içip dedikodu yapmayı bazen siyasetten ve ahlak anlayışlarında atışmayı hep özleyeceğim.

Esracım  yeryüzünde yalnız gezen yıldızım benim =) her fırsatta kahveni içmeye geliyorum dediğimde beni hiç geri çevirmediğin için en muhtaç olduğum zamanlarda ağlayacak bi yer aradığımda omzunu benden esirgemediğin için çok teşekkür ederim. Seninle aynı sahneyi paylaşmak hep çok güzeldi.. Belki bir gün yine aynı sahnede oluruz.

 2012 yılbaşında Ankaraya gelen arkadaşım Ecem’e teşekkür ederim.

Her fırsatta Ankara’ya gelip beni asla yalnız barıkmayan gerek İstanbul’da gerek yurtdışında hem arkadaşlığını hem kardeşliğini benden asla esirgemeyen kuzenim Emre Demir =)  sadece aile üyem değil, canım, kardeşim yakışıklı arkadaşım taa hatırlamadığım kadar küçüklüğümden bu güne elimi bırakmayan kardeşim unutmayacağım seninle müzik yapmalarımızı =)

Ve son yılımda tanıdığım okula koşarak gelmemi sağlayan ve çok sevgili hocamız Eriman Topbaş’ın o muhteşem ve bi o kadar eğlenceli dersi ÖPD’yi  katlanılabilir kılan  canım arkadaşlarım Özlem Mirza’ya Gizem Akanur’a Remzi Yılmazer’e benden arkadaşlıklalrını ve desteklerini esirgemedikleri için çok çok çok teşekkür ederim. Beşinci yılımın en güzel ve kayda gecebilecek tek mutluluğu sizsiniz arkadaşlar.

Esin, seni ve o muhteşem taklitlerini hep hatırlayacağım. Ve ne  zaman topuklu ayakkabı giysem seni düşüneceğim =)

Hiç usanmadan ve bıkmadan bi kaç saat içinde bana algoritma mantığını öğreten ve  BA ile algoritma dersinden geçmemi sağlayan canım kuzenim Emre’nin  ev arkadaşı Uğur’a çok teşekkür ederim.

Yaşının küçük olduğuna bakmayın, bir çok büyükten daha büyüktür benim minik kızım, hem yiğen olur halasına hem arkadaş hem sırdaş hem de çikolatalı kurabiye olur benim Derya'm. Seni çok seviyorum miniğim. İyi ki varsın ;)

Ve sevgili aile üyelerim beş yıl boyunca maddi manevi desteğini üzerimden eksik etmeyen annem babam ve abime çok teşekkür ederim. Tek bir telefonuma bakıp kurduğum cümlelerden parasız kaldığımı anlaylıp harçlığımı eksik etmeyen canım ablam Pınar Şinik’e Şenay Demir’ e, üniversitenin ilk gününden son gününe kadar okula ve Ankara’ya alışmamı sağlayıp yanımda olduğunu her an hissettiren abim Sakin Fındık’a, amcam Zafer Demir’e çok teşekkür ederim. Psikolojik destkçim Emre Pişkin: sen tek başına onlarca A4’lük not edersin. Seni anlatmak için ne kelimelerim yeter ne bağlandığım internet ağı kabul eder =) seni çok seviyorum. Ve sen her zaman herkesten çok farklısın bunu sakın unutma.. İlk yalnızlığımda ve ailemden uzak ilk doğum günümde beni yalnız bırakmadığın için sana çok teşekkür ederim.
Bu not neden derseniz bu gün diplomamı aldım. Mezun oldum. O kadar..
Öpüldünüz.
(Mezuniyet fotoğraflarım için İrem Güneş'e teşekkür ederim. )

Yorumlar

  1. Keşke herkes senin gibi olsa. En azından bu kadar tek olmazdın. :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Geliyorum Josephine, yıkanma!

Toplumların temizlik anlayışı tarih boyunca değişmiş. Şimdi yaşanan ise küresel ölçekli bir değişim. Modern yaşamı etkisi altına alan hijyen ideolojisi, getirdiği standartlarla doğal ve insani olanı dışlıyor. Katherine Ashenburg Dirt on Clean adlı kitabında temizlik pratiklerini anlatıyor. Her kültürün kendine, pislik ile aşırı titizlik arasında en mükemmel nokta olarak seçtiği bir temizlik anlayışı var. Modern, orta sınıf Kuzey Amerikalılar için "temiz" kelimesi her gün aksatmadan duş almak ve ardından da parfüm sıkmak anlamına geliyor. Oysa 17. yüzyıl aristokrat Fransız erkeği için temizlik, her gün iç çamaşırını değiştirmek, ellerine su serpmek ve vücudunun geri kalanına su ya da sabun değdirmemek anlamına geliyordu. Birinci yüzyılda Romalılar için iki saat ya da daha uzun süreler vücudu farklı sıcaklıklarda suyla ıslatmak, metal bir aletle vücudun terini ve yağını kazımak demekti. Son olarak da tüm vücut yağlanarak temizlenme işi tamamlanıyordu. Her gün, herkes bir a

Knorr salata sosu, fesleğenli ve kekikli - Tarifini açıklıyorum :)

Bir yıl öncesine kadar bu sosu çok tüketiyordum. Salataya çok güzel bir tat katıyor. 4 kaşık su ve 4 kaşık yağ ile sosu karıştırıp salataya döküyorsunuz. Nasıl bir sos ise, insanın salatayı yedikçe yiyesi geliyor. Hatta arkadaşımla abartıp mayonez de sıkarak yiyorduk salatayı. Ne günlerdi... Sonra neden kendim yapmıyorum bu sosu dedim ve ambalajın arkasındaki tarifi aldım. Sanırım hevesim kaçtığı için bir gün bile yapmayı denemedim evde. İlk okuduğumda zerdeçalın ne olduğunu bilmiyordum. Kesin asıl tadı veren baharat budur diye düşünüyordum. Henüz denemedim ama zerdeçalla tanıştım. Fikrim değişmedi; bence hâlâ işin püf noktası zerdeçal ( 2011 notu: Lezzetin potastum glutamattan geldiğini anladım. İnternette biraz araştırırsanız, çin tuzu diye de geçen bu kimyasalın, alınan tatları daha yoğun hissettirdiği belirtiliyor. Fakat aksini söyleyen pek çok kurum olmasına rağmen ben sağlıklı oluşu/güvenilirliği konusunda -hele ki mevzu ticari ürünler olunca- şüpheliyim). İşte tarif: Kurutulm

Heaven Knows, Mr. Allison - Beyaz Rahibe (1957)

Yönetmen: John Huston Oyuncular: Robert Mitchum, Deborah Kerr Süresi: 198 dk. Issız adalar gerek benzersiz egzotik havaları gerekse manzaraları açısından kişinin yalnızlığını en iyi biçimde yansıtmaya uygun görüldüğü için sinemacıların vazgeçilmez mekanlarıdır. Kaç yıldır ‘Lost’u izliyoruz ekranda bir düşünsenize. İstanbul Modern’de gerçekleştirilen ‘Robert Mitchum ve Cool’un Doğuşu’ isimli programın ayrıntılarını okurken aklıma Mitchum’un, böyle cennet gibi bir adada geçen ‘Beyaz Rahibe’ isimli filmi geldi. Beyazperdede ‘Cool’luğun kitabını yazmış olan aktör, bu filmde de Deborah Kerr ile yine aynı pozisyonda takılıyor. John Huston’ın ‘African Queen’ inden esintiler taşıyan film, baştan sona tabiatın içinde geçer. Ve aynı sevimli-likte olmasına karşın pek tanınmayan ama izlenmeye değer bir filmdir. 2. Dünya Savaşı’nda gemisi batırılan Allison, tesadüfen Japonlara ait bir adaya sürüklenir. Eskiden üs olarak kullanılan ada terk edilmiştir. Kendi imkanlarıyla yaşam mücadelesi vermeye