Ana içeriğe atla

Fransız Jandarması: "Ubuntu'ya geçerek milyonlarca Euro tasarruf ettik."

Fransız Jandarması, 2004'ten beri yürüttüğü BT teknoloji yenileme operasyonu 50 milyon Euro tasarruf etti. Kolluk kuvvetleri 2015'e kadar toplamda 90 bin iş istasyonunda Ubuntu kullanmayı hedefliyor.

Fransa'nın ünlü jandarma teşkilatı Gendarmerie Nationale, masaüstü yazılım tercihleri ve BT altyapısını Microsoft Windows'tan Ubuntu Linux dağıtımına çevirerek 50 milyon dolar tutarında tasarruf yaptığını açıkladı.

Özgür ve ücretsiz yazılım geçişini 2004'te başlatan güvenlik güçleri, ilk büyük adımı 2005 yılında teşkilatın tamamında, Microsoft Office paketinden muadil olarak yaygın bir şekilde kullanılan OpenOffice.org'a geçerek attı.

Özgür yazılım kullanım tercihini Mozilla Firefox İnternet tarayıcısı ve Thunderbird e-posta istemcisi kullanarak devam ettiren teşkilat, 2006 yılında Windows Vista'nın pazara sunulmasıyla birlikte, tercihini daha önce kullandığı Windows altyapısının tamamını Ubuntu'ya çevirme yönünde kullandı.

Windows'tan Ubuntu'ya göçün ilk noktasında Ubuntu yüklü 5 bin iş istasyonu satın alan Fransızlar, pilot uygulamanın başarıyla sonuçlanmasının da etkisiyle, bu yılın sonuna kadar 15 bin iş istasyonu daha satın alacaklarını belirtiyor. Gendarmerie Nationale, 90 bin iş istasyonundan oluşan tüm teşkilat altyapısını 2015 yılına kadar ücretsiz ve özgür bir şekilde dağıtılan Linux dağıtımları üzerine geçirmeyi planlıyor.

Avrupa Komisyonu'nuın Açık Kaynak Denetimi tarafından yayınlanan bir raporda, Gendarmerie Nationale'den Yarbay Xavier Guimard'ın yıllık Bilişim Teknolojileri (BT) bütçesini yüzde 70 düşürürken, işgücünden hiç kayıp yaşamadan operasyonu yürüttüğü belirtiliyor.

2004 yılından beri, özgür yazılım kullanarak 50 milyon Euro tasarruf yaptıklarını ifade eden Yarbay Guimard, "Windows XP'den Ubuntu'ya geçiş, inanılmaz bir şekilde, çok kolay oldu. Yalnızca iki büyük farklılık gördük, işletim sisteminin simgeleri ve oyunlar. Oyunlar zaten bizim önceliklerimiz arasında değil" şeklinde konuştu.

Özgür yazılımı kullanmak ve teşvik etmek, Fransız Jandarması'nın önem verdiği BT konularından biri. Açık kaynaklı standartları en iyi destekleyen yazılımın yine açık kaynaklı olması gerektiğini söyleyen Guibard, aynı zamanda bu yazılımın uzaktan denetim ve uzaktan bakım işlemlerini de oldukça kolaylaştırdığını ifade ediyor.

Linux, Fransız bürokrasisinde diğer kurumlarca da destekleniyor. Fransız Millet Meclisi, 1000'den fazla iş istasyonunda Ubuntu Linux kullanıyor, Tarım Bakanlığı'nın kullandığı Linux dağıtımı ise Mandriva.

Alıntı: 12 Mart 2009, Ntvmsnbc

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Geliyorum Josephine, yıkanma!

Toplumların temizlik anlayışı tarih boyunca değişmiş. Şimdi yaşanan ise küresel ölçekli bir değişim. Modern yaşamı etkisi altına alan hijyen ideolojisi, getirdiği standartlarla doğal ve insani olanı dışlıyor. Katherine Ashenburg Dirt on Clean adlı kitabında temizlik pratiklerini anlatıyor. Her kültürün kendine, pislik ile aşırı titizlik arasında en mükemmel nokta olarak seçtiği bir temizlik anlayışı var. Modern, orta sınıf Kuzey Amerikalılar için "temiz" kelimesi her gün aksatmadan duş almak ve ardından da parfüm sıkmak anlamına geliyor. Oysa 17. yüzyıl aristokrat Fransız erkeği için temizlik, her gün iç çamaşırını değiştirmek, ellerine su serpmek ve vücudunun geri kalanına su ya da sabun değdirmemek anlamına geliyordu. Birinci yüzyılda Romalılar için iki saat ya da daha uzun süreler vücudu farklı sıcaklıklarda suyla ıslatmak, metal bir aletle vücudun terini ve yağını kazımak demekti. Son olarak da tüm vücut yağlanarak temizlenme işi tamamlanıyordu. Her gün, herkes bir a

Knorr salata sosu, fesleğenli ve kekikli - Tarifini açıklıyorum :)

Bir yıl öncesine kadar bu sosu çok tüketiyordum. Salataya çok güzel bir tat katıyor. 4 kaşık su ve 4 kaşık yağ ile sosu karıştırıp salataya döküyorsunuz. Nasıl bir sos ise, insanın salatayı yedikçe yiyesi geliyor. Hatta arkadaşımla abartıp mayonez de sıkarak yiyorduk salatayı. Ne günlerdi... Sonra neden kendim yapmıyorum bu sosu dedim ve ambalajın arkasındaki tarifi aldım. Sanırım hevesim kaçtığı için bir gün bile yapmayı denemedim evde. İlk okuduğumda zerdeçalın ne olduğunu bilmiyordum. Kesin asıl tadı veren baharat budur diye düşünüyordum. Henüz denemedim ama zerdeçalla tanıştım. Fikrim değişmedi; bence hâlâ işin püf noktası zerdeçal ( 2011 notu: Lezzetin potastum glutamattan geldiğini anladım. İnternette biraz araştırırsanız, çin tuzu diye de geçen bu kimyasalın, alınan tatları daha yoğun hissettirdiği belirtiliyor. Fakat aksini söyleyen pek çok kurum olmasına rağmen ben sağlıklı oluşu/güvenilirliği konusunda -hele ki mevzu ticari ürünler olunca- şüpheliyim). İşte tarif: Kurutulm

Heaven Knows, Mr. Allison - Beyaz Rahibe (1957)

Yönetmen: John Huston Oyuncular: Robert Mitchum, Deborah Kerr Süresi: 198 dk. Issız adalar gerek benzersiz egzotik havaları gerekse manzaraları açısından kişinin yalnızlığını en iyi biçimde yansıtmaya uygun görüldüğü için sinemacıların vazgeçilmez mekanlarıdır. Kaç yıldır ‘Lost’u izliyoruz ekranda bir düşünsenize. İstanbul Modern’de gerçekleştirilen ‘Robert Mitchum ve Cool’un Doğuşu’ isimli programın ayrıntılarını okurken aklıma Mitchum’un, böyle cennet gibi bir adada geçen ‘Beyaz Rahibe’ isimli filmi geldi. Beyazperdede ‘Cool’luğun kitabını yazmış olan aktör, bu filmde de Deborah Kerr ile yine aynı pozisyonda takılıyor. John Huston’ın ‘African Queen’ inden esintiler taşıyan film, baştan sona tabiatın içinde geçer. Ve aynı sevimli-likte olmasına karşın pek tanınmayan ama izlenmeye değer bir filmdir. 2. Dünya Savaşı’nda gemisi batırılan Allison, tesadüfen Japonlara ait bir adaya sürüklenir. Eskiden üs olarak kullanılan ada terk edilmiştir. Kendi imkanlarıyla yaşam mücadelesi vermeye